Ramazan Günlüğü 17. Gün Heyecanı


Çizen: Hatice VANLI


Bugün Ramazan’ın 17’si. Dünkü Kadir macerasının sırrını bugün çözmemiz gerekiyordu. Okul çıkışı Kadir’i arayan bütün çocuklarla bizim mahalleye geldik. Ailelerinin merak etmemesi için herkes evine telefon etti.

         Murat’ların apartmanının önünde durduk. Murat’a “Hadi bakalım” dedik. “Bu Kadir meselesini tamamıyla öğren bakalım.”

         Murat yukarı çıktı. Biz de apartmanın önündeki kamelyaya oturduk. Kelime oyunu oynamaya başladık. Bu oyunda bir kelime söyleniyor, hangi harfle bitiyorsa o harfle başlayan bir kelime söylüyorduk.

İki devir yapmıştık ki Murat süklüm püklüm geldi. Onun o halini görünce dün kesinlikle yanlış yaptığımızı anladık.

         Tüm çocuklar merakla sorduk:

“Eee? Ne oldu?”

         “Çocuklar ya! Meğerse ben yanlış anlamışım.”

“Yani?”

          “Yanisi şu: Bir Kadir gizliymiş ama bu başka bir Kadir.”

         “Off! Şimdi de başka bir Kadir’i mi arayacağız?”dedi Tahir.

         “Sözümü kesmeyin de dinleyin beni.”

Soru sormamaya çalışarak dinlemeye başladık.

“Çocuklar Kadir kayıp, gizlenmiş diyordum ya yanlış anlamışım.”

         “Eeee?”

           Murat sert sert bakınca sustuk.

         “Gizli olan çocuk Kadir değil, Kadir gecesiymiş.”

         Tüm çocuklar kızgın kızgın Murat’a baktık. Her tarafı  karış karış aramıştık. Allah yüzümüze baktı da Kadir’i gördük. Yoksa Kadir gece evde dondurma keyfi yaparken biz onu arayacaktık. İnsan ne konuşulduğuna dikkat etmez mi? Yarım yamalak duyumlarla oruçlu oruçlu bir sürü çocuğu yola döktük.

         Necati Murat’a döndü.

         “Kadir gecesi gizli değil ki, Ramazan’ın yirmi yedinci gecesi oluyor.”

         Başımızı salladık. Tabi ya takvimlerde Kadir gecesi diye yazıları hep okumuştuk. Emin olmak için internete baktık. Gerçekten de zamanı belliydi.

         Murat devam etti.

         “Peygamberimiz, Kadir gecesini son on beş günde özellikle son on günde arayın demiş.

         Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıymış. Ama Cenab-ı Hak Ramazan’ın tüm gecelerine hürmet gösterelim diye Kadir gecesini belirli etmemiş. Kadir gecesi tam belli olsa sadece o gece sabaha kadar oturup ibadet eder, diğer geceler biraz lakayt kalabilirmişiz. Daha başka başka sebeplerle Kadir gecesi belli olmamış.”

         Nihat atıldı.

“Cuma gününde bir vakit varmış. Dualar o vakitte kabul edilirmiş. O vakit de bildirilmemiş.”

         Ben durur muyum? Hemen hop diye konuşmaya atladım.

         “İnsanın ne zaman öleceği de bilinmiyor.”

         Necati başını salladı.

,        “Haklısın, dünyanın ölümü yani kıyamet de bilinmiyor.”

         Recep biraz düşündükten sonra:

“İnsanların arasında evliyalar varmış. Onlar da bilinmezmiş”

“Amanıın!”dedi Hasan. “Bizim alttaki amca sakın evliya olmasın. Balkonda yediğim çekirdekler onların balkonuna düştü diye bana söylenmişti.”

         Hepimiz Hasan’a kızmıştık. İnsan, yediği çekirdeğin kabuklarını öyle sağa sola atar mıydı? 

         Necati düşünceliydi.

         “Demek ki Rabbimiz bizleri hep duada, ümitte biraz da korkuda tutmak için bunları bize bildirmemiş.”

         Öyle ya ne zaman öleceğimizi bilsek yarı ömrümüze kadar rahatça geçirirdik. Ama yarıdan sonra da adım adım ölüme yaklaştığımızı bilmek çok acı verirdi. Rabbimizin her işinde çok büyük hikmetler var.”

         Recep kafasını kaşıyarak konuştu.

         “Kadir gecesinin bazı özellikleri var mı acaba? Yani diğer gecelerden bir farkı var mı?”



Yorumlar

255 karakter kaldı

Üye girişi yap ve yorumla » Üyeliksiz yorumla »

Henüz kimse yorum yazmadı.