Onlar Gülümseyerek “ Selam” der ve Geçerler


O, çok merhametli Rahman’ın has kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler. Cahil

olanlar onlara laf attıkları zaman yumuşak bir şekilde , incitmeden “ Selam” der ve geçerler.

-Furkan sûresi 63.ayet -

Mete o gün çok üzgündü. Yanına yaklaştım ve derdini anlamaya çalıştım.

- Kırgın gibisin, iyi misin?

- Hayır, iyi değilim. Hatta sinirliyim diyebilirim.

- Bana anlatmak ister misin?

- Beni anlayabileceğini düşünmüyorum.

- Seni çok iyi anlayamayabilirim ama seni dinlerim, dedim. Hem konuşmak rahatlatır.

Mümin müminin derttaşıdır. Gönül kırgınlığını hafifletebilirim. Hem biliyor musun, Allah tarafından şifası verilmemiş hiçbir dert yoktur.

Mete, başını kaldırıp yüzüme baktı. Gülümsedim. O, hala üzgündü.  Anlatmaya başladı:

- Beni aralarına almadılar. Hem de her yanımdan geçerken benim saçlarımla alay ediyorlar. Ama ben hepsine gününü göstereceğim. Ben de onları zor durumda bırakayım da görsünler! dedi.

Durumu anlamıştım. Mete arkadaşları tarafından dışlanmıştı. Onlar Mete’ye kötülük yapmıştı. Ancak Mete’nin düşüncesi sizce doğru muydu?

Ona şöyle dedim:

- Seni anlıyorum. Arkadaşların seni üzmüş ve kırmışlar. Kendini yalnız hissediyorsun belki de...ama sana çok önemli birşey söyleyeceğim. Çoğu kişinin bilmediği birşey ve sorunun çözülecek.

Mete, hüzünle karışık bir şekilde gözlerini “ nedir bu?” dercesine açmış ve bana bakıyordu.

- Bak, Meteciğim. Peygamberimiz Allah’ın en sevdiği kulu değil mi?

- Evet, hatta O'na Habibim, demişti.

- Evet, işte O'nu o kadar çok sevmişti. Peygamberimiz hayatı boyunca en yakınlarından kötülük görmüş. Hem O’nu çok çok sevenlerde varmış hem de kötülük yapanlarda. Bir gün tüm insanların içinde onunla alay ederek, tam da namaz kıldığı bir sırada üzerine deve işkembesi dökmüşler.

Bu sırada ikimizinde gözleri dolmuştu.

Mete:

- Onun için bu durum zor olmalıydı. Ben orada olsam hepsini mahvetmiştim. O da hepsini dövdürtmüştür, kesin! dedi.

- Hayır, hayır biliyor musun Allah’ın en sevdiği kulu olan biricik Peygamberimiz ne yapmış?

- …

- Hiç birşey.

- Nasıl yani? dedi, Mete. O iri gözlerini hayretle açarak…

- Evet ya, Hiçbirşey yapmamış. Ve hiçbirine kötü bir sözde söylememiş. Sevgili kızı

Hz. Fatıma (ra) ağlayarak babasının yanına koşup onu ağlayarak temizlemiş.

Peygamberimzde (sav) üzülme kızım Allah bizimle beraberdir, diyerek kızını teselli etmiş.

Mete hayret içindeydi. Konu daha da ilgisini çekmişti.

- Bizim Peygamberimiz (sav) rahmet ve merhamet Peygamberidir. Peki, sence nasıl böyle sakin kalabilmiş ? dedim ona. Düşünmesini istemiştim.

- Nasıl?

- Bak anlatayım. Peygamberimiz Allah’ı çok sever, Allah’ta Onu çok severdi. Allah ne derse hiç tereddüt etmeden kabul etmiş ve uygulamıştı. Ve tüm emirleri ve konuşmaları da Kuranı Kerimin ayetleriydi. Yüce Allah Kur’an’da Furkan sûresi 63. ayette bak bizlere ne demiş: “ O, çok merhametli Rahman’ın has kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler. Cahil olanlar onlara laf attıkları zaman yumuşak bir şekilde , incitmeden “ Selam” der ve geçerler.”

İşte bu yüzden Peygamberimiz hep sakin kalmıştı. Çünkü biliyordu ki; Allah’ın hükümleri emirdir. Tüm yaşadığımız zorluklara karşı Allah bizim yerimize bizi koruyacak ve bizleri mazlum, yalnız ve yenilmiş bırakmayacaktı. Sadece bizden sakin ve sabırlı davranarak kimseyi incitmememizi istemişti. İşte sorunun çözümü de buydu.

- Mete tüm duydukları üzerine rahatlamıştı. Fikirleri bambaşka oldu. Ve şunu dedi:

- “ Bana ne olursa olsun, ne yaşarsam yaşayayım kötü olan ve insanlara kötülük yapan biri olmayacağım.” diyerek Allah’a söz verdi.



Yorumlar

255 karakter kaldı

Üye girişi yap ve yorumla » Üyeliksiz yorumla »

  • 29 Mart 2020, Pazar - 03:37

    Hatice Yalçın Hatice Yalçın


    Çok güzeldi. Allah razı olsun tüm emek verenlerden.