Bediüzzaman Dede Yarışmasında Hayriye Gezer'in Bediüzzaman Şiiri


Uzun misk kokulu cüppesiyle,

Yamalı pabucu ile,

Bir gün bir pir-ü pak çıkmış meydana.

Karşı koymuş din düşmanlarına.

Eviymiş hapisler,

Alışagelmiş sürgünler,

Yine de davasından vazgeçirememişler.

Onun davası hakmış,

Kendisi nur-u pakmış,

Kitapları nur kitapmış,

Etrafa nurefşan olurlarmış.

Denizli’de eziyet ,

Afyon’da insanlık dışı vahşet,

Zehirlemişler onu,

Melekler korurmuş onu.

Hapishaneler medreseymiş,

Mahkumlar talebesiymiş,

Nur kitapları gönülleri feth edermiş.

Bediüzzaman,haşmetli Ağrı dağından

Bakarmış azametle yeşil ovalara.

Van gölü gibi gözleriyle gökyüzüne bakar,

Medresesinin temelini atar.

Fakat cihan harbi çıkar

Şimdi Kafkaslar’da

Yiğitçe savaştıktan sonra

Rusya’da esir kampında.

Çiğnetmez müslümanın izzet-i nefsini

Kafirin kokuşmuş ayaklarında.

İdam edeceklermiş onu,

İdam edilseydi olurdu bu vatanın sonu.

Kafir son anda kararından caymış .

Üstad’a son bir bakış atmış.

Rusya’dan sonra İstanbul’da.

Pırıl pırıl denizi,

Muhteşem mimarisiyle,

Yeşil bir tevazuya bürünmüş İstanbul’da.

Kurtuluş savaşını izlemiş,

Meclise davet edilmiş

Ondan sonra ikinci Said devri başlamış.

İkinci Said derken,

Üçüncü Said olmuş.

Üstad devrelerle değişmiş

Değiştikçe bu nurlu hizmet ilerlemiş.

Bu nurlu dava

İnsanı kavuşturur Hakk’a.

Elmaslarla biçilmez,

Üstad’ın fedakarlıkları bilinmez.

Yazan: Hayriye GEZER(14 Yaşında)



Yorumlar

255 karakter kaldı

Üye girişi yap ve yorumla » Üyeliksiz yorumla »

Henüz kimse yorum yazmadı.