Sürpriz Doğum Günü


 Ömer birinci sınıfa giden ve daha birinci dönem bitmeden okumayı öğrenen akıllı mı akıllı, güzel mi güzel bir çocuktu. Annesi, babası ve abisiyle güzel bir apartmanda oturuyordu. Güzel bir apartman dedik çünkü; komşuları ve onların birbirleriyle kurdukları dostlukları çok candan ve samimiydi. Ömer okul çıkışı hızlı adımlarla eve doğru yürüyor bir yandan da karne alacağı günü düşünüyordu. apartmanın önüne geldiğinde apartmanda bir hareketliliğin olduğunu fark etti.Merdivenleri hızlı adımlarla çıkarak evin kapısına vardığında bir eliyle ayakkabılarının ipini çözerken diğer eliyle de kapının ziline basıyordu. Sabah çok erken saatte evden çıkarak okuluna gidip öğlen saatinde de dönüyordu. Annesi kapıyı açınca her yeri saran mis gibi gül kokusuyla burnu buluştu . Annem benim için çok güzel şeyler hazırladı herhalde diye düşündü. İçeri girip çantasını bırakırken gözleri her yere saçılmış olan güllere ve duvarlara takıldı. Her yerde süslü yazılar, balonlar vardı. Biraz daha ilerledi ve salona baktı süslenmiş bir koltuk ve donatılmış bir masa gördü. Masal gibiydi herşey. Evi daha önce hiç bu kadar güzel görmemişti. annesinin sesiyle kendine geldi. 

Çok şaşırdın değil mi Ömer’im? 

Evet anne. Bizim için çok önemli bir misafirimiz var herhalde ya da babamın veya abimin doğum günü olmalı. Benim olamaz. Çünkü benim doğum günüm bugün değil. 

Annesi gülerek Ömer'e sarıldı. Sana bir ipucu vereyim mi? ama hayır hayır vermeyeceğim. Duvardaki yazıları okursan bulabilirsin belki.

Biz Seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik (Enbiya Suresi 107. Ayet)

Nitekim içinizden size bir peygamber gönderdik. O size âyetlerimizi okuyor, sizi temizliyor, size kitabı ve hikmeti öğretiyor. Size bilmediğiniz şeyleri öğretiyor (Bakara 151.)

“Andolsun ki, Allah’ın Resulünde sizin için uyulacak en güzel bir örnek vardır.” (Ahzab 21)

“Andolsun ki, içinizden size öyle aziz bir peygamber geldi ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona ağır gelir; size çok düşkün, mü’minlere çok şefkatli ve merhametlidir. Eğer senden yüz çevirirlerse de ki: Allah bana yeter. Ondan başka İlah yoktur. Ona dayandım. O, büyük arşın sahibidir.” (Tevbe 128)

Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin (Kalem 4.)

Müminin şerefi dini, asaleti güzel ahlakı, mürüvveti de aklıdır. (Hadis-i Şerif)

Size vermekte olduğu nimetlerinden ötürü Allah'ı sevin, beni de Allah beni sevdiği için seviniz. (Hadis-i Şerif)

 

yazılarını okudu. Hepsinin altında "hadis-i şerif veya ayet" yazıyordu. Hadis-i Şerif kelimesinin Peygamberimizin (aleyhissalatu vesselam) sözleri için kullanıldığını biliyordu. Bugünün ne olduğunu düşündü düşündü ama ne olduğunu bir türlü bulamıyordu. 

Mahcup bir edayla; anneciğim ben bulamadım, söyler misin bana lütfen. Annesi gülümseyip Ömer'in yanağını okşadı. Bugün mevlid kandili, yani Peygamber Efendimizin doğum günü. Biz de komşularımızla her yıl bir evde kutluyorduk. Şimdi de sıra bize geldi. Bu yıl bizim evde kutlayacağız. 

Ömer çok heyecanlanmıştı. 

Peki pasta da var mı diye sordu gözleri parlayarak. 

Olmaz mııı? Hem de kendi ellerimle yaptım. 

Anne ben de size katılabilir miyim? 

"Tabii oğlum buna çok sevinirim" diyerek sarılıp öptü. 

Ama önce üzerini değiştir. 

Ömer en güzel elbiselerini giyinip annesinin yanına geldi ve annesinin ona verdiği gülleri masaya koydu. Etrafa da gül suyu döktü. Her yer çok güzel ve mis gibi gül kokuyordu. Gül kokusunu dökerken mutfaktaki leziz yiyecekleri görünce daha da heyecanlanmıştı. Derken kapının zili çaldı. Bu komşularının gelişini haber veriyordu. Ömer'in kalbi yerinden çıkacak gibi çarpıyordu. Tüm komşular çok güzel olmuş diyerek kapıdan içeri giriyordu. Komşuların hepsi gelmiş ve bütün koltuklar dolmuştu. Tek bir koltuk hariç. Süslü koltuk boş bekliyordu. Ömer annesinin yanına oturmuştu. Kur'an-ı Kerim okunmaya başladı. Herkes sırayla okuyor okudukça da herkes huzur buluyordu. En son dua edip salavatlarla okumayı bitirdiler. Daha sonra komşulardan kimisi ilahi, kimisi şiir, diğerleri de farklı farklı şeyler okudu. En son pasta geldi. Pastanın üzerinde Efendimiz'in adı yazıyordu. Ömer günlüğüne şöyle not düşecekti; kendi doğum günüm olsa bu kadar mutlu olmazdım belki.Rüya gibiydi herşey. Daha sonra pasta salavatlarla kesilmeye başlandı. Ben de annem keserken elinden tuttum. Bu sevince ben de ortak olmak istiyordum. Keserken içim kıpır kıpırdı. Hayatımda bu kadar güzel bir doğum günü görmemiştim. Seni çok seviyorum Sevgili Peygamberim. Doğum günün kutlu olsun diye çığlık atıyordu yüreğim.



Yorumlar

255 karakter kaldı

Üye girişi yap ve yorumla » Üyeliksiz yorumla »