Muhammed Emin ve Abisinin Gözleri


Muhammed Emin sabah uyandığında daha vakit çok erkendi. Okula gitme saatine baya bir zaman vardı. Aklına bugün abisin,n gözlerinden ameliyat olacağı gelmiş olmalı ki; abisinin odasına giderek kapısını yavaşça açtı. Uyuyan abisinin sırtına sarılarak yanına  yattı. 

Belli ki çok üzülüyordu. 

    Annesinin “M. Emin" sesiyle kendine geldi. "Hadi oğlum okula geç kalıyorsun çok işimiz var biliyorsun abinle bugün doktora gideceğiz. Abim gözlerinden ameliyat olacak inşaallah Doktor Amca taburcu edip çıkarırsa akşama görüşürüz. "

Muhammet Emin hızlıca hazırlanıp kahvaltısını ettikten sonra okul yolunu tuttu.  Ama aklı hep abisinde ve evdeydi. Acaba bugün abisinin ameliyatı nasıl geçecekti?  Ya abisinin gözleri iyi görmezse o zaman ne yapacaktı? Aklında bir sürü cevapsız sorularla derslerini dinliyordu. 

Okul çıkışını zor bekledi. Servisle eve gelirken sanki tüm İstanbul'u dolaşmış gibiydi. 

  Kapının zilini çalarken kalbinin tak tak sesini sanki dışardan duyuyordu. 

Kapıyı annesi açtı. 

“Hoşgeldin güzel oğlum.” 

“Abim nerede anne” 

"Dur oğlum sakin ol. Baban ile abin henüz gelmedi. Ben geldim sadece. Onlar biraz geç gelecekler. "

M.Emin iyice meraklanmıştı. Odasına geçip kıyafetlerini değiştirirken bir yandan da dua ediyordu içinden. 

“Allah'ım inşaallah abim eskisinden daha güzel görür. Rabbim ne olur benim gözlerimi ve tüm çocukların gözlerini koru. Söz bir daha televizyon, bilgisayar ve telefona bakmayacağım. Abim de bakarsa hemen onun gözlerini kapatacağım. “

Kendi kendine konuşurken zil çaldı. 

Gelen babası ve abisiydi. Abisinin gözleri kapalı. Hemen karanlık bir odaya aldılar. Sanırım bir kaç gün o odada kalacaktı. 

Muhammed Emin; “ Nasılsın abim” 

"İyiyim paşam" diyebildi sadece abisi. Sonra uyur gibi yattı. 

Arada annesi odaya girip kontrol ediyor ve ilaçlarını veriyordu. Muhammed Emin uzaktan abisine bakıyor ve çokta üzülüyordu. 

Her gün abisiyle boks yapan Emin o gün çok sessiz ve garip kalmıştı. 

Odasında derslerini çalışırken aklından bir türlü  abisini çıkaramıyordu. 

Kitaplarını yavaşça topladı ve çantasına koydu. Sabah okul için hazırladı. Pencereden dışarı baktı. Ay çok güzel görünüyordu. 

Oturdu yatağına. Biraz üzgündü. Çünkü akşamları hep abisi yatağında yanına uzanır onunla muhabbet ederken uyuyakalırdı. Bu gece abisi yanına gelememişti. Çok yalnızdı. Kapı aralandı annesi: 

Emin uyuyor musun? 

Hayır annem! Ay'ı seyrediyorum. 

"Tamam bu gece ayı beraber seyredelim o zaman" diyerek yanına oturdu. 

-Anne abimin gözleri çabuk iyileşir mi? 

Annesi: 

-İnşaallah oğlum. 

-Seninle beraber dua ederiz iyileşir inşaallah. 

Hani sana daha önce anlatmıştım. 

Eyüp Peygamberimiz bir gün çok hastalanır. Ama gene de ibadetlerine hep devam eder hiç aksatmazmış. Sonra bir gün hastalığı iyice ağırlaşmış ve artık kalbi ve diliyle Allahı zikredemez olmuş. 

Sonra ellerini açmış ve Allaha (cc) niyazda bulunmuş. 

“Ya Rabbi bana zarar dokundu ve Sen, Sen, merhametlilerin en merhametlisisin.''

Bana şifa ver sana daha güzel kulluk edeyim." demiş. Allah da ona şifa vermiş ve eski sağlığına kavuşmuş. 

Şimdi biz de Eyüp (as) duasıyla Rabbimize niyazda bulunalım mı? 

M. Emin:

Evet anne!

"Allah'ım abime ve tüm hastalara şifalar ver. Abimin gözlerine acil şifa verki iyileşince beraber Kur'anımızı ve senin yarattığın, çok güzel süslediğin kainat kitabını okuyalım. İlim öğrenip senin yolunda insanlığa hizmet edelim. Amin" diyerek minik ellerini yüzüne sürdü. 

Annesi üstünü örterken 

-Anne ben okuyup abimin doktoru gibi göz doktoru olacağım ve dünyadaki bütün hasta insanların gözlerini tedavi edeceğim inşaallah. 

Annesi: 

-İnşallah oğlum diyerek saçını okşadı. Sonra ışığı kapattı. 

"Şifa dolu sabahlara uyanmak duasıyla 

Şimdi uyku vakti 

İyi geceler!” diyerek gitti.

Çizen: Hatice Vanlı



Yorumlar

255 karakter kaldı

Üye girişi yap ve yorumla » Üyeliksiz yorumla »

Henüz kimse yorum yazmadı.