Yıloş ile Tıss Tıss


Güzel bir bahar günüydü. Kış mevsimi daha yeni bitmiş, bütün bitkiler ve bazı hayvanlar bahar ile birlikte "uyan" emrini almışlardı. Bitkiler tomurcuklanmış ve etrafa güzel güzel kokular yaymaya başlamışlardı. Bu güneşli bahar havası kırlarda gezinmek için tam bir fırsattı.

 

Said Nursi de talebeleriyle her zaman yaptığı gibi kır gezisine çıkmıştı. Allah'ın yarattığı o güzellikleri seyredip düşünmek istiyordu. Bu arada uzun bir kış uykusundan uyanan Yıloş ve Tıss Tıss da vardı.

Bu iki yılan çok yakın arkadaştılar. Hem uykunun verdiği uyuşukluğu atmak hem de karınlarını doyurmak için yemek aramaya başlamışlardı ve birbirlerini de özlemişlerdi.

Derken yolda bu iki arkadaş birbirleriyle karşılaştılar ve hasretle sarılıp özlemlerini giderdiler. İkisi de sevinçliydi ama Yıloş'un içi içine sığmıyordu çok heyecanlıydı.Kalbi güm güm atıyordu. Tıss Tıss:Hayırdır neden bu kadar heyecanlısın diye sordu. Yıloş ise; nasıl heyecanlı olmayayım ki, Said Nursi ile karşılaştım ve o beni korudu. O anın heyecanı ve sevinci var içimde. Tıss Tıss'ın heyecanı daha da artmıştı. "Anlat anlat hele..." dedi.

"Tamam tamam dur nefes alayım önce" dedi Yıloş.

Ben uyandıktan sonra açlığımı gidermek için yiyecek arıyordum, sonra da inşaallah senin yanına gelecektim. Dalgın dalgın ilerlerken üzerime doğru gelen birkaç insan gördüm. Bu insanlar etraflarına bakıp birbirlerine, muhteşem bir şekilde yaratılmış olan varlıkları anlatıyorlardı. Ben, onları farkedince endişelenmiştim. Bilirsin, insanlar bizi görünce korkuya kapılıyorlar.ve zarar vermeye çalışıyorlar. Biri beni farkedince; "yılaaaan yılaaaan" diye bağırmaya başladı. Bir başkası da "taş taş, taş yok mu?" diye aranmaya başladı. Ben de korkmaya başlamıştım ama bunu hissettirmemeye çalıştım ve yoluma devam ettim. Belki böylece zarar görmeyecektim. Ama içlerinden biri onların bu telaşını görüp; "sakin olun, endişelenmeyin, bırakın geçsin, dokunmayın. Siz ona dokunmazsanız o da size dokunmaz. Bunlar da Allah'ın yarattığı varlıklar, Allah'ın yarattığı hiçbir canlıya zarar vermeye ve onu öldürmeye hakkımız yok, bu canlı ufacık bir karınca bile olsa, onlara dokunmamalıyız hepsinin bir vazifesi var." dedi. Bu sözleri duyunca rahatlamıştım iyice, yanlarından geçerken bir de ne göreyim. Meğer beni orada kurtaran Said Nursi imiş. Onu tekrar görmek beni sevindirmişti. Bu yüzden çok sevinçliyim kardeşim. Peki ya sen, sen niye bu kadar sevinçlisin anlat bakalım.

Tıss Tıss bu olayı duyduğunda sevinci ve hayreti daha da artmıştı. Sebebini soran Yıloş'a;

Biliyor musun kardeşim? Ben de senin yanına gelirken onunla ilgili bir olay yaşadım, bundan dolayı hayret ettim ve Allah'a şükrettim. İkimiz de onu çok seviyoruz ve ikimize de Allah onu tekrar gösterdi.

"Evet maşaallah" dedi Yıloş ve anlatmasını istedi tekrar.

Tıss Tıss ise; dur dur anlatacağım hele şu otların arasına geçip iyice bir dinlenelim ben de sana anlatacağım inşaallah...

Birlikte otlağa geçtiler, Yıloş'u bu olayın heyecanı sarmıştı ve Tıss Tıss'ın anlatmasını bekledi...

Devamı vaaarrr

 

 

Not: Bu yazı Can Kardeş Dergisi ile eş zamanda yayınlanmıştır. Bu yazıya Can Kardeş'in Nisan Sayısı'ndan da ulaşabilirsiniz 



Yorumlar

255 karakter kaldı

Üye girişi yap ve yorumla » Üyeliksiz yorumla »

  • 16 Mart 2015, Pazartesi - 11:21

    ferhat ferhat


    Alllah razı olsun çok güzel

  • 18 Mart 2012, Pazar - 03:52

    nurderya2001
       nurderya2001


    çoooooooook güzel okuyun lütfen ALLAH rızası için

  • 10 Nisan 2011, Pazar - 11:43

    nazlı
       nazlı - Mersin


    Çok güzel devamını bekliyoruz :silly: