Evrende Bir Bozukluk ve Çarpıklık Yok Tıkır Tıkır İşliyor

Canlılığın oluşması için gerekli olan şartlara baktığımızda, Dünyamızın nasıl özel bir ortama sahip olduğunu görüyoruz sevgili arkadaşlar. Hayat için elverişli olan bu ortamı sağlamak için tüm şartlar aynı anda, kesintisiz olarak gerçekleşiyor. Kâinatta yaklaşık 300 milyar galaksi ve her birinde milyarlarca yıldız ve gezegen olduğunu düşündüğümüzde, Dünya'nın farklı durumunu ve önemini daha iyi anlayabiliyoruz.
Tüm fizik kanunları, Allah'ın yaratmış olduğu düzenin insanlar tarafından yapılan bir açıklamasıdır. Kâinattaki düzeni düşünüp Allah'ın üstünlüğünü kavramamız ve verdiği nimetlere şükretmemiz için hizmetimize verilmiştir.
Dünya çölün ortasındaki vaha gibi mesela. Ne Venüs gibi ortalama yüzey sıcaklığı 462 derece, ne de Mars gibi eksi 65 derece. Mars’taki kum fırtınaları tüm gezegeni kaplayıp haftalarca sürebiliyor.
Venüs’e Dünya’nın ikizi veya kardeşi deniyor. Fakat Venüs'te insanın sıcaktan kavrulacağı, atmosferin basıncı altında ezileceği ve oksijensizlikten boğulacağı belirtiliyor. Atmosferi o kadar ağır ki, gezegenin yüzeyinde olmak denizin yaklaşık bin metre altında olmak gibi. Dünya’daki gibi güzel mavi bir gökyüzü de yok tabii. Gökyüzünde sülfürik asit bulutları var! Bu gezegende her şey turuncu tonlarında...
Diğer gezegenlerin varlığı, Dünya'nın güvenliği ve yörüngesi için büyük önem taşıyor. Jüpiter'in konumu da buna bir örnek. Güneş Sistemi'nin en büyük gezegeni olan Jüpiter, varlığıyla aslında Dünya'nın dengesini sağlıyor.
Rabbimizin koyduğu kanunlardan biri olan yerçekimi kuvveti bugünkünden daha fazla olsaydı ne olurdu dersiniz?.. Koşmak ve hatta yürümek imkânsız hale gelirdi. İnsanlar ve hayvanlar tüm bu hareketleri gerçekleştirmek için şimdikinden daha çok enerji harcarlardı. Bu durumda başta yeryüzündeki besin kaynakları olmak üzere enerji kaynakları hızla tükenerek yok edilirdi.
Peki çekim kuvveti daha zayıf olsaydı?.. O zaman da hafif şeyler yeryüzünde sabit durmayacaktı. Yağmur damlalarının hızı çok yavaşlayacak, yere inmeden yeniden buharlaşacaklardı. Akarsuların akış hızı yavaşlayacak, bu nedenle onlardan elektrik enerjisi elde edilemeyecekti.
Yıldızların, gezegenlerin yörüngelerinde kalmalarının nedeni olan yerçekimi kuvvetinin değerlerinde bir azalma olsa yıldızlar yerinden kayacak, dünya yörüngesinden kopacak, bizler dünya üzerinden uzay boşluğuna dağılacaktık. Ya da küçücük bir artma olsa yıldızlar birbirine çarpacak, dünya güneşe yapışacak ve bizler de yer kabuğunun içine girecektik.
Bakın arkadaşlar, sadece gezegenlerin konumlarındaki değişim bile kurulu dengeleri altüst etmek, karmaşaya sebep olmak için yeterli olabilecek nitelikte. Ama bu dengeler hiçbir zaman şaşmıyor ve evrendeki mükemmel düzen de hiçbir aksaklığa uğramadan devam ediyor. Bu, üstün güç sahibi Rabbimizin kusursuz yaratmasıdır.
Evrendeki bütün kuvvetler, bu düzenin sahibi Yüce Allah’ın koyduğu ‘ölçü’lere göre hareket eder sevgili arkadaşlar. Ve onda hiçbir uyumsuzluk bulamayız. Kitabımız Kur’an’da haber verildiği gibi:
O, biri diğeriyle 'tam bir uyum' içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman (olan Allah)ın yaratmasında hiçbir 'çelişki ve uygunsuzluk' göremezsin. İşte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir bozukluk ve çarpıklık görüyor musun? Sonra gözünü iki kere daha çevirip-gezdir; o göz (uyumsuzluk bulmaktan) umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana dönecektir. (Mülk Suresi, 3-4)
Yorumlar
Selam Çocuk Fotoğraf Galerileri





























