Fırın İçinde Kürek
Yine bir bilmece size sevgili arkadaşlar. Ve yine cevabınızı işitiyorum; evet, dilimiz.
Farklı farklı tatları ağzımızdaki bu ‘kürek’ üzerinde bulunan tat tomurcukları sayesinde algılıyoruz. Dilimiz üzerindeki tat tomurcuklarının sayısı yaklaşık 10 bin. Bu sayı yaşlı insanlarda ortalama iki kat daha az.
Dilimizdeki tat tomurcukları, yediğimiz yiyeceklerden gelen moleküllerle bağlanıyor. Bizim “tadını almak” dediğimiz şey, beynimizin bu uyaranları algılayış şekli aslında.
Yediğimiz şeyin görünüşünü, dokusunu, kokusunu ve rengini birleştirerek bir algı elde ediyoruz. Beynimiz yiyeceklerin temel tat profilini çıkarmak için bütün bu bilgileri birleştiriyor. Bunlardan biri bile değişse algıladığımız tat değişirdi.
Bugünkü yaşınıza gelene kadar yüzlerce çeşit yiyeceğin tadına bakmışsınızdır. Bir limonu hayal ettiğinizde ağzınızın sulanması ya da balık ile tavuk etinin tadını birbirinden ayırmamız nasıl oluyor, bunu hiç düşündünüz mü?
Bu da tat hafızası işte. Koku hafızası gibi, Allah bir de tat hafızası vermiş bize. Her sabah kahvaltıda yediğimiz yumurtayı, sanki ilk defa yiyormuş gibi şaşırıyor muyuz? Hayır, şaşırmıyoruz. Mesela üzümü çok severim ben. Çünkü dilimdeki tat hücrelerinin “hafızası” vesilesiyle, en sevdiğim o sulu sulu üzümlerin damağımda nasıl bir his bırakacağını biliyorum. En son dört-beş yıl önce yediğimiz bir tatlıyı bile şimdi yeniden yesek tadını hatırlıyoruz.
Peki, ya her defasında çok severek yediğimiz bir yemeğin tadını mesela on gün sonra tamamen unutsaydık? Haa “Neden on gün?” diye soruyorsunuzdur şimdi. Çünkü tat hücrelerimiz 10 günde bir yenileniyor. Ama Allah’ın benzersiz yaratması; bu hücreler sürekli yenilendiği halde şu ana kadar yediğimiz ve içtiğimiz her şeyin bilgisi hafızalarında bulunuyor. Tat hücreleri ölüyor ama tat tomurcuğunda olgunlaşan yeni hücreler, anında eskilerin yerini alıyor.
Bu işlem öyle hızlı ki, biz tat hücrelerimizin değiştiğinin farkına bile varmıyoruz. Bu yeni tat hücreleri yediğimiz yiyeceklerin tadına bakıp da aklında tutuyor ya da eski hücrelerin sahip olduğu bilgilerle kendini donatıyor diyebilir miyiz? Çok saçma tabi ki. Bu çok olağanüstü bir olay. Yediğimiz yiyeceklerin tadını hatırlayışımız tesadüf değil. Yalnızca üstün yaratıcı olan Rabbimizin var etmesi.
Bir bilgi: Kokusunu almadan besinlerin tadını tam olarak anlayamayız. Bir yemeği lezzetli yapan, onun tadının ve kokusunun birleşiminin bizde bıraktığı güzel izlenim. Hatta araştırmacılar "tadın %75'i kokudur" diyorlar. Yani lezzetin alabilmemiz için, dilimizdeki tat alıcılarına olduğu kadar, burnumuzdaki koku alıcılarına da ihtiyacımız var.
Siz öğretmeninizin verdiği bir ödevi birkaç arkadaş aranızda anlaşıp, ortaklaşa çalışarak yapabilirsiniz. Çünkü akıllı ve şuurlusunuz. Ama burada tat ve koku alma organları ve duyuları arasındaki bu iş birliğini akıl ve bilinci olmayan milyarlarca hücrenin kendi çabasıyla yaptığını söyleyebilir misiniz? Bu kusursuz uyum içindeki birlikteliği yaratan, hizmetimize veren ve her an kontrolü altında tutan alemlerin Rabbi olan Allah'tır.
Ki O, seni yarattı, 'sana bir düzen içinde biçim verdi' ve seni bir ölçü üzere kıldı. Dilediği bir yapıda seni düzenledi. (İnfitar Suresi, 7-8)