Vücudumuzdaki En Büyük Organ

“En büyük organıdır vücudumuzun aslında” diye başlayan bir bilmece size sevgili arkadaşlar. 

Bilemediniz mi?

Hadi size bi’ipucu verip bilmecenin devamını söyleyeyim;

“Zarar görür fazla kalırsak güneşin altında.”

Şimdi cevabı bulmuş olmalısınız. Evet; deri.

Derimiz dokunma duyu organımız. Ve bilmecedeki gibi en büyük duyu organımız. Deri vücudumuzun tamamını kaplıyor. Üst deri ve alt deri olmak üzere iki farklı kısma ayrılıyor. 

Derimiz, dokunduğumuz farklı farklı nesnelerin sert ya da yumuşak, soğuk ya da sıcak gibi özelliklerini anlama imkânı tanıyarak bize hayatta kalma imkânı veriyor.

Derimizin başka görevleri de bulunuyor:

 - Vücut ısımızı dengeliyor.

 - Solunum ve boşaltma konusunda yardımcı oluyor.

 - Mikropların vücudumuza girmesini engelliyor.

 - Vücudumuzu birtakım dış etkilere karşı koruyor.

 - Soğuk ve sıcak ile birlikte ağrı ve sızıyı da farklı reseptörler üzerinden algılama imkânı veriyor.

İnsanın önem verdiği şeylerden biri de görüntüsü sevgili arkadaşlar öyle değil mi? Hayatımız boyunca derimizi yıkıyor, temiz tutuyor, kuruyunca krem sürüp nemlendiriyor, bazen kokular sürüyoruz. Ama düşünsenize yaklaşık 1 mm’lik bu doku kaldırılsa altından nasıl da estetik yönden hiç de hoş olmayan bir görüntü ortaya çıkardı.

Bu durumda insanın övündüğü, çevresine gösteriş yaptığı özelliği, vücudunun her yerini kaplayan yaklaşık 2 kilogramlık derisi demek ki. Oysa Allah bizim kalbimize bakıyor; kalbimizi güzelleştirmemiz daha önemli. Ne dersiniz?

Ufak (belki de büyük) bir not: Kalbimiz sevgiyle güzelleşir, sevgiyle beslenir. Daha doğduğumuzda o ilk besinimizi, yumuşaklığını hissettiğimiz annemize dokunarak alırız.