Yük Üstünde Yünlü Yumaklar


“Yük üstünde yünlü yumaklar” bilmecesini gördüğünüzde, hepinizin “Kedi” diye cevapladığını biliyorum sevgili arkadaşlar.

Kendilerine has karakterleri ve değişken davranışları ile onları çok iyi anlayamasak da sevdiğimiz canlılar kediler. Evimizde birlikte yaşıyor olsak bile onları tam anlamıyla çözemeyiz. Bazılarını biliyorsunuzdur belki ama birkaç özelliğini sizinle paylaşayım.

Eğer evinizde bir kediniz varsa şimdi söyleyeceğim şey size çok tanıdık gelecek. Kediler gün içinde yaklaşık 15 saati uyuyarak geçiriyorlar. Bu da demek oluyor ki ömürlerinin %60’ı uyku ile geçiyor.

Bu sevimli yumoşların çevrelerini görebilmeleri için çok az bir ışık yeterli. Çünkü kedilerin gözleri bizim gözlerimizden çok farklı. Kedilerin gözbebekleri karanlıkta, çok ışık alabilmek için büyüyerek yuvarlaklaşıyor. Bu da onların karanlıkta rahatça görebilmelerini sağlıyor.

Kedilerin gözlerinde insanların gözlerinde olmayan bir tabaka var. Bu tabaka, gözdeki ağ tabaka yani retinanın hemen arkasında. Retinadan geçip bu tabakaya gelen ışık yeniden retinaya yansıyor ve bu tabaka ışığı ayna gibi tekrar geri yansıtabildiği için retinadan iki kere ışık geçiyor. Böylece kediler çok az bir ışıkta hatta bizim asla göremeyeceğimiz kadar karanlık yerlerde bile çok iyi görüyorlar.

Kedilerin gözleri geceleri neden parlıyor biliyor musunuz?.. İşte bu parlama da, kedinin gözlerindeki az önce söz ettiğim tabaka ile ilgili. Bu tabakanın, gelen ışığı ayna gibi geri yansıttığını söylemiştim. Kedilerin gözlerini karanlıkta parlatan, gözlerindeki aynadan yansıyan ışık sevgili arkadaşlar.

Kedilerin bana en ilginç gelen özelliğini söyleyeyim şimdi; insanlardaki parmak izinin benzersizliği gibi dünyadaki her kedinin burun yüzeyinin de birbirinden farklı olması. Bizim parmak yüzeyimizde bulunan kıvrımlar ve çukurların bir benzeri kedilerin burunlarında da bulunuyor.

Biliyorsunuz, kediler ne kadar yüksekten de düşseler, her defasında dört ayaklarının üstüne düşerler. Dört ayaklarının üstüne düşmelerinin asıl nedeni, düşerken dengelerini sağlamak için kuyruklarını kullanmaları. Böylece vücutlarının ağırlık merkezini değiştirip, minik patileri üzerinde yere düşüyorlar.

Bu sevimli hayvanların minicik patileri, tehlike zamanında yırtıcı pençelere dönüşüyor. Bu nasıl oluyor biliyor musunuz? Bu patilerin içlerinde sivri ve keskin tırnaklar var. Tehlike sırasında bu tırnakları dışarı çıkarıyor ve kendilerini koruyorlar.

Ağaçların üzerinde ve yüksek yerlerde dolaşmayı çok seven bu sevimli hayvancıklara düşme tehlikesi karşısında bu koruyucu özelliği veren, sonsuz şefkat ve merhamet sahibi olan yüce Rabbimiz elbette.

Kediler sahiplerine boyun eğmeyen canlılar. Köpekler sahiplerinin her dediğini yapıyorlar ama kediler bağımsız olmayı seviyorlar. Acıktıkları zaman miyavlıyor, sevilmek için sürtünüyorlar. Sevildiklerinde de mırıldanarak zevk aldıklarını belirtiyorlar. Kedilerin mırıldanmalarının, “Ya Rahîm” zikri olduğu söylenir. Tüm canlılar Rabbini zikreder çünkü. Kur’an’ın İsra Suresi 44. ayetinde buyrulduğu gibi;

Yedi gök, yer ve bunların içindekiler O'nu tesbih eder; O'nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur, ancak siz onların tesbihlerini kavramıyorsunuz. Şüphesiz O, halim olandır, bağışlayandır.



Yorumlar

255 karakter kaldı

Üye girişi yap ve yorumla » Üyeliksiz yorumla »

Henüz kimse yorum yazmadı.