Ramazan Günlüğü 21. Gün Heyecanı


Bugün  Ramazan’ın 21. günü. Ramazan’la ilgili bir tiyatro oyunu okudum. Çok hoşuma gitti. Sizlerle de paylaşmak istedim. Aslında Selam Çocuk sitesinde önceden okumuştum ama bu daha uzun ve daha komik.

Önceki Hikayeyi Okumak İçin Tıklayın

RAMAZAN’IN BAŞINA GELENLER

(Küçük çocuk bahçeden eve girer. Mutfağa geçer. Babaannesi ve annesi yufka açmaktadır. )

ÇOCUK- Ooo! Babaanne ne güzel, börek mi yapacaksınız?

BABAANNE -( Gülümser) Evet minik kuşum. Ahmet’im. Hem börek, hem de tatlı yapacağız.

AHMET-Harika bir şey bu! İkisini de çok severim.

BABAANNE- (Sevinç içindedir.)Biricik Ramazan gelecek ya! Gözümün nuru Ramazan gelecek ya! Her şey yaparım. Ne dizlerimin ağrısı kaldı ne de sırtımın ağrısı. Ramazan’ın sevgisi tüm hastalıklarımı unutturdu.

 AHMET-(Ahmet’in yüzü asılır.) Hımm! (Öbür odaya geçer. Kaşları gittikçe daha da çatılır.)Vayy! Vayy! Vayy! Sokağın başındaki Ramazan gelecek diye börek yapıyorlar ha? Hem tatlı da yapacaklarmış. Annem dolma bile yapar. Hem ne dedi babaannem? “Biricik Ramazan’ım” dedi. Ah! Ramazan! Gösteririm ben sana. (Birden duraksar.) Ramazan gelecek diye sadece babaannem mi sevinçli? Peki, annem ne düşünüyor?

(Biraz heyecan, biraz merakla tekrar mutfağa girer. )

AHMET-Anne, Ramazan gelecek diye, sen de seviniyor musun?

ANNE-(Gülümser.) Ramazan gelecek diye sevinmeyen olur mu yavrum? Elbette ki seviniyorum.

(Ahmet çıkar. İyice üzgündür. Omuzları çökmüştür. Ama biraz sonra kaşları çatılır, omzu dikleşir.)

AHMET-Tamam Ramazan, gösteririm ben sana.

(Gizlice mutfağa girer. Merdaneyi kapar. Oradan banyoya koşar, kocaman saplı fırçayı alır. Dışarı bahçeye çıkar.)

AHMET-Heh! Heh! Heh! Dünyanın kaç bucak olduğunu göstereceğim sana Ramazan.

   (Bu sırada mutfakta)

BABAANNE-Allah! Allah! Nerde bu merdane? Şuracığa koymuştum. Bunamaya başladım galiba, her şeyi unutuyorum.

 (Ahmet ağaçlıklı yoldan koşa koşa geçer. Nefes nefese kalmıştır. Bahçeli bir eve yaklaşınca durur.)

AHMET -Babaannemi de, annemi de kaptın ya Ramazan. Onlar seni benden daha çok seviyor. Ben “Babaanne börek yap” desem  “Aman can kuşum yaparım ama belim çok ağrıyor, yufka açamam “der. Ama senin için her şey yapar. Sen daha sümüklerini silmeyi bile bilmiyorsun. Ama yine de onlar seni çok seviyor. Göstereceğim ben sana. Önce şunları saklayayım.

 (Yeşil otların, dalların arkasına merdaneyle fırçayı saklar. Yüksek sesle seslenir.)

AHMET-Ramazaan!Ramazaaaan!

(İki katlı bir evin kapısı açılır. Bir hanım çıkar)

RAMAZAN’IN ANNESİ -Buyur Ahmet oğlum. Ne istiyorsun?

AHMET -Ramazan evde mi?

 RAMAZAN’IN ANNESİ -Evde ama uyuyor. İstersen uyandırayım.

AHMET -Olur teyze.

(İçinden düşünür)-Kaptın babaannemle annemi. Şimdi mışıl mışıl uyursun.

(Anne içeri girer. Biraz sonra Ramazan uykulu uykulu çıkar. Sallana sallana merdivenleri iner.)

RAMAZAN -Uyuyordum, ne oldu Ahmet?

AHMET -Biraz gel.

(Ramazan yaklaşır. Ahmet merdaneyi çıkarır. Ramazan’ın kafasına indirir. Ramazan neye uğradığını şaşırır. Sonra kaçmaya başlar.)

RAMAZAN- İmdat anneeee! Ahmet delirmiiiiş!

AHMET -Kaçma, kaçma dedim sana. Seni severler ha! Göstereceğim gününü!

(Ramazan’ın kafasında, ceviz büyüklüğünde şiş oluşur. Annesi dışarı çıkınca Ahmet de evlerine doğru kaçar.)

(Biraz sonra…)

(Evlerinin zilini çalar. Kapıyı annesi açar. Onu elinde merdane ve fırçayla görünce şaşırır.)

ANNE -Ahmet ne bu halin?

AHMET -Gösterdim ona gününü?

ANNE -Ne oldu? Ne oldu?

AHMET- Ona gününü gösterdim.

ANNE -Kime?

AHMET –Kime olacak? Tabii ki Ramazan’a.

(Anne iyice şaşırmıştır.)

ANNE- Ona ne yaptın?

AHMET(Övünerek) Kafasını şişirdim. Hem de merdaneyle. Fırçayla da dövecektim ama annesi yetişti.

ANNE- Peki neden vurdun çocuğa?

AHMET- Onu benden daha çok seviyorsunuz? Onun için börekler, tatlılar yapıyorsunuz.

(Anne işi anlar. Onu kucağına alır.)

ANNE- Bak yavrum. Bizim hazırlık yaptığımız Ramazan başka şey. Ramazan bir ay. Yani 30 günlük bir zaman. Bu ayda oruç tutuyoruz. Yani akşam ezanına kadar yemek yemiyoruz, su içmiyoruz. Bu ayda Allah’ımız bize binlerce sevap veriyor. Bizim bütün hatalarımızı bağışlıyor. Bu ayı yani Ramazan ayını çok seviyoruz.

AHMET -(Utanmıştır. Başını önüne eğer.)Yani siz, sokağın başındaki Ramazan’ı sevmiyorsunuz.

ANNE –Elbette ki onu da severiz. Ama senin değerin hiç kimseyle ölçülmez. Sen bizim biricik evladımızsınız.

(Ahmet sevinir.)

O sırada Ramazan’ın annesinin sesi duyulur)

RAMAZAN’IN ANNESİ- Meliha Hanım! Meliha Hanııım!

AHMET- Eyvah! Ramazan’ın annesi geldi. Saklanmam lazım.

ANNE -Yok oğlum. Şimdi çıkıp Ramazan’dan özür dileyelim. Yanlış bir anlama olduğunu söyleyelim. (Anne- çocuk kapıya doğru ilerler.)

Çizen: Hatice VANLI



Yorumlar

255 karakter kaldı

Üye girişi yap ve yorumla » Üyeliksiz yorumla »

Henüz kimse yorum yazmadı.