Zeynep Hayvanat Bahçesinde-Son Bölüm


Hayvanat bahçesinde dolaşan Zeynep, şimdi de içinde insanlara çok yakın olan güler yüzlü yunusların bulunduğu havuzun önündeydi. Havuzda bazı yunuslar gösteri yapıyordu. Biri havuzun kenarında yüzüyor, kendisini izleyenlere gülümsüyordu. Kendisine doğru yürüyen Zeynep'e de gülümseyince, selamlaşıp tanıştılar. Zeynep yunusları çok sevdiğini ama onlar hakkında pek bir şey bilmediğini söyleyince yunus, insanlar gibi soluk alabildiklerini söyledi. "Ancak bizim burun deliklerimiz başlarımızın üzerindedir. Tıpkı sizin gibi suya dalmadan önce havayı içimize çeker sonra nefesimizi tutup suya dalarız. Su üstüne çıkmamıza çok az bir süre kaldığında, akciğerlerimizdeki havayı suyla dışarı püskürtürüz." dedi.

"Biz çok güzel yüzer, hatta gemilerle bile yarışırız" diye ekledi yunus. “Bizim çok iyi birer yüzücü olmamızın en önemli nedeni, pürüzsüz ve kaygan bir deriye sahip olmamızdır. Bu yüzden suyun üzerinde kolayca kayıp gideriz."

Zeynep havuzun yanından ayrıldıktan sonra pandaların yuvasını gördü. "Şu pandalar ne kadar komikler; tıpkı maske takmış dev bir oyuncak gibiler" diye düşündü Zeynep. Bambu kemiren pandanın yanına yaklaştığında bir de ne görsün! Pandanın bir elinde tam 6 parmak vardı. Şaşırarak pandaya sordu: "Hepinizin 6 parmağı mı var?" "Evet" dedi panda. "Bizler bu 6 parmak sayesinde en sevdiğimiz yiyecek olan bambuyu sıkıca tutup kolayca yiyebiliriz. Ayrıca bizler sakin canlılarız; eğer bir panda görürseniz, onu rahatça sevebilirsiniz" dedi ve yuvasına girdi.

Zeynep oradan ayrıldı; atların bulunduğu yere geldiğini zannetti. Atları gördüğünde çok şaşırdı çünkü bu atlar pijama giyiyorlardı. Sonra atlara çok benzeyen bu canlılara zebra denildiğini hatırladı. Yanlarına yaklaşıp sordu: "Üzerinizdeki bu şeritlerin özelliği ne?" Bir zebra cevap verdi: "bunlar basit şeritler değil, bu düzenli çizgiler her birimizde farklı. Her insanın parmak izi nasıl farklıysa, bizim pijamalarımız da birbirinden farklı" diyerek güldü. Zebranın sözleri Zeynep'in çok hoşuna gitti; birlikte gülüştüler.

Ardından Zeynep, atları görmek için oradan ayrıldı. Atların bulunduğu yere geldiğinde yemlerini yiyen iki at gördü. Zeynep onlara, izlediği bir filmde ilgisini çeken bir konuyu sormak istedi. "Neden atların yaşını öğrenmek için dişlerine bakıyorlardı acaba?"

Bu soruya parlak kahverengi tüylü olan at cevap verdi. "Bizim dişlerimiz çok uzundur ama yediğimiz otlar, genellikle kumlu ve tozlu olduğu için, zamanla yıpranır. İşte bizim yaşımız, kesici dişlerimizin aşınıp yıpranmasına göre anlaşılır. Ayrıca sana bir özelliğimizi daha söyleyeyim sevgili Zeynep; bizler bacak kemiklerimizin kilitlenebilme özelliği yüzünden ayakta hiç düşmeden kolayca uyuyabiliriz."

Zeynep atların yanından ayrılıp, fillerin bulunduğu yere geldi. Ne kadar da iriydi filler. Aralarında yavru bir fil dolaşıp duruyordu. Zeynep yavru filin yanına yaklaştı, selamlaştılar. Yavru olduğu halde o bile çok iriydi ama çok da sevimliydi. "Sen ne büyük ve ne sevimlisin" dedi Zeynep. Yavru fil güldü. "Bak ben bu kadar büyük olduğum halde, hortumumla minicik bir bezelyeyi bile koparıp, ağzımda patlatarak içini yiyebilirim. Hatta bunu annem babam da yapabilir" dedi. "Ayrıca bizim için çok yararları olan bu hortum, hem uzun bir parmak, hem bir borazan hem de hoparlör gibidir."

Zeynep her hayvandan çok ilginç bilgiler öğreniyordu. Fillerin hemen yan tarafındaki zürafaların yanına gitti. İçlerinden birinin yürürken vücudunun bir yanındaki bacaklarını aynı zamanda hareket ettirdiğini gördü. Demek ki onların zarif yürüyüşlerinin nedeni buydu. Kendisine en yakın olan zürafaya bu düşüncesinin doğru olup olmadığını sordu. Zürafa bunu doğruladı ve ayrıca kendilerinin ayakta uyuyabildiklerini söyledi.

Zeynep o ana kadar öğrendiği özellikleri aklında tutmaya çalışıp, kendi kendine tekrarlarken birinin kendisine "Zeynep, Zeynep" diye seslendiğini duydu. Gözlerini açtı. Karşısında annesi "hadi kızım gecikme, servis yarım saat sonra gelecek" diyordu. Demek ki bütün bunlar rüyaydı diye düşündü. Ama gördüğü rüyanın bugün gerçek olacağını düşününce hemen yatağından kalktı, heyecanla hazırlanmaya başladı.



Yorumlar

255 karakter kaldı

Üye girişi yap ve yorumla » Üyeliksiz yorumla »

Henüz kimse yorum yazmadı.