Nur Damlalarının Kar Tanesi Hasbihali


Uyandığımız her sabah çok güzel ve tertemizdir.

 

İşte bu gün en beyaz sabahlardan biriydi. Çünkü sabahın ilk ışıklarıyla beraber beklenen kar yağmaya başlamıştı. Çocuklar servisten inerken bile çok heyecanlanmışlardı. Tüm çocuklar kar üstünde yürümenin güzelliğini yaşarken ellerine aldıkları kar tanelerini sıkarak top yapıyor bir yandan da okula giriyorlardı... Sınıfa geldiklerinde hepsi birbirinden heyecanlıydı. Hepsi birden ellerindeki karı öğretmenlerine gösterirken en az kar taneleri kadar temiz ve berraklardı. Her zaman yaptıkları gibi çantalarını dolaba koyup hazırlıklarını yaptıktan sonra kahvaltıya yöneldiler ve hızla bitirdikleri kahvaltının ardından tüm Nur Damlaları sınıfının öğrencileri cam kenarına dizilmişlerdi. Hem karın yağışını seyrediyor, hem de kar tanelerinin her birini meleklerin indirdiğini anlatıyorlardı. Sınıfa giren öğretmenleri "Tik tak tiki tiki tak hikaye zamanı geldi bak" diye tekerlemeyi söylüyordu. Hepsi birden masaya oturdular. Öğretmenleri kitabını açarken Nur Damlaları da hazır bir şekilde öğretmenlerinin ne okuyacağını heyecanla bekliyorlardı.

Öğretmenleri; "çocuklar bugün size iki kar tanesinin hikayesini anlatacağım."dedi vee...başladı anlatmaya...

Bir varmış bir yokmuş. Gökyüzü şehrinde yaşayan kocaman kar taneleri bulutları varmış. Çok mutlu ve soğuk bir şekilde yaşıyorlarmış. Hayatları böyle devam ederken, bir gün Padişahları onları huzuruna çağırır ve der ki...

"Sevgili kartaneleri aranızdan Zıp Zıpı ve Tıp Tıpı uzak bir memleketime göndereceğim. Orada hem ziyaret hem de karlı ticaretler yapıp geri döneceklerdir" demiş. Kar taneleri emredersiniz padişahım" demişler ve "Tıp Tıp ile Zıp Zıpı meleklerin kanatlarına koyarak yolcu etmişler.Tıp Tıp Padişah'ın tüm emirlerini sevgiyle ve itiraz etmeden kabul ederken Zıp Zıp söylene söylene uçuyordu. "Benim ne işim var oralarda benim gibi güzel bir kar tanesi, bana yabancı bilmediğim yerde güzelliğim bozulacak şimdi... Offf off!" diye söylenirken Tıp Tıp; "benim güzel Padişahım bizi gönderdiğine gore eminim ki çok güzel bir yerdir. Orada çok güzel ticaretler yapıp Padişahım'ı memnum etmeliyim. Beni de Nur Damlaları'na katar belki "diyerek yeryüzüne meleklerin kanatlarında hızla yaklaşıyor ve hayatında ilk defa gördüğü tüm varlıklara "selam verip hayret edip subhanallah" diyerek iniyordu.

Sonunda uzuuuun yolculuk bitmiş ve ağaçların ve çocukların olduğu bir bahçeye inmişti. İlk defa toprağa dokunuyordu. "Ne kadar güzel" diye düşündü. Sonra kartopu oynayan çocuklara baktı. Hepsi çok güzel, tatlı ve mutlulardı.

Cıvıl cıvıl sesleri ona bir ninni gibi geliyordu. O sevimli çocukları hasta etmek üzere bekleyen mikropları etkisiz hale getirirken çok mutlu oluyordu. Sonra biraz uzaktan koşarak gelen bir çocuk Tıp Tıp'ı ve diğer kar tanelerini eliyle toplayarak sıktı. Tıp Tıp ilk defa bir çocuğun eline dokunuyordu. Sıcacıktı.

Bu Tıp Tıp'ın çok hoşuna gitmişti. Sonra kendini kocaman bir kardan adamın yüzünde buldu. Etrafı seyrederken Tıp Tıp, Padişah'ının verdiği görevleri de tek tek yerine getiriyordu. Görevlerini asla unutmuyordu.

Zıp Zıp da bir bahçeye inmiş ve çevresini inceliyordu. "Ne biçim bir yer burası? Kuru kuru odunlarla bahçeyi süslemişler. Şu ağaçlara bir yaprak lazım." Oysa düşünememiş mevsimin kış olduğunu. "Şu çocuklarda ne kadar kötüler tüm arkadaşlarıma eziyet ediyorlar. Bu dokunduğum şeyde ne kadar çirkin kahverengi ve pis kokuyor. Burası nasıl bir memleket matem yeri gibi, kendime güzel bir yer bulup buradan kurtulmalıyım." deyip ve oradan geçen bir rüzgarın kanadına binerek; ışıklı ışıklı, süslü mü süslü bir evin penceresine konar ve orada zamanını boş boş geçirir.

Sonra bir sabah sıcacık bir güneşle uyanır Tıp Tıp ve Zıp Zıp.Tıp Tıp'ın kalbi tıp tıp atıyordu. Güneş'in güzelliğini seyrederken yavaş yavaş eriyip mis kokulu toprağa karışıyordu. Çok mutluydu ama Zıp Zıp ise çok sinirliydi.

"Bu sıcak şeyde nerden çıktı" diyerek söyleniyor ve söylenirken de eriyip evin duvarından süzülerek "pis kokulu" dediği toprağa karışıyordu.

Tıp Tıp "Bismillah" diyerek toprağın altındaki tohumları suluyor ve onların bir toprağın üzerine yeşerip çıkınca ne olacağını da çok merak ediyordu. Sonra toprağın iyice ısındığını hissetti. Yavaş yavaş buharlaşarak havaya çıkıyordu.Arkadaşlarının yanına dönüyordu artık. Biraz ilerleyince arkadaşı Zıp Zıp'ı gördü. O'na selam vererek neler yaptığını sordu.

Zıp zıp: Sorma arkadaşım, ben hayatımda böyle kötü bir yer görmedim. Nasıl sıkıldım bilemezsin. Herşey çok çirkindi.

Tıp Tıp şaşkınlıkla: "Arkadaşım senin kalbin kararmış ve her yeri kötü görmüşsün. Eğer etrafına imanlı bir şekilde baksaydın ne kadar güzel olduğunu fark ederdin." Onlar konuşmaya dalmışken, İyice yükselip  nur damlası bulutunun yanına gelmişlerdi. Padişah'ları onları bekliyordu. İkisi de Padişah'ın huzuruna çıkmış ve kazançlarını sunmuş ve yerine getirdikleri görevlerini anlatmışlardı.Tıp Tıp yaptıklarını anlata anlata bitiremezken, Zıp Zıp'ın pek söyleyecek bir şeyi yoktu. Padişah'ı Tıp Tıp'ın yaptıklarına çok sevinmiş ve ona "Nur Tacı" hediye etmişti. Tıp Tıp, "Nur Tacı'nı takıp nur bulutuna giderken Zıp Zıp yaptıklarından pişman bir şekilde buluttan kovulmanın üzüntüsünü yaşıyordu...

Öğretmen "Evet çocuklarım hikayemiz burda bittiii. Bitti ama biz bu hikayeden ne ders çıkardık bakalım."

Çocuklar sizce gökyüzüne ve yer yüzüne hükmeden padişah kimdir? Tüm çocuklar bir ağızdan; "Allah" dediler.

Evet doğru aferin sizlere... Peki o memleket neresidir?

"Bu dünya" dedi Ege.

Peki zıp zıp neden her yeri kötü görüyor.?

Betül: "Çünkü kalbi kararmış öğretmenim." dedi.

Öğretmenleri tebessüm ederken :

"Evet, Nur Damlalarım.O padişah, Allah. Memleket ise bu dünya. O kartaneleri ise insanlar. Allah'a inanan ve Allah'ın yap dediğini yapan, yapma dediği yapmayan ve uzak duran insanlara büyük ödüller vardır.

Allah'a iman eden insanlar herşeyi güzel görür ve hayatından da lezzet alır.

Evveeett şimdi hikayemizin dramasını yapalım mı?

Kim Tıp Tıp olacak?  Oooo bakın hele; Tüm parmaklar havada...

Peki kim Zıp Zıp olacak?  Hımmm Kimseden çıt yok.

Öğretmenleri; Tamam tamaaamm; iş başa düştü anlaşılan, Zıp Zıp'ı kimse oynamak istemiyor yeterki siz hayatınız boyunca iyilik yolunda sabit kalın, kötülerin rollerini ben oynarım diyerek dramayı yapıp hikaye etkinliğini tamamlar.



Yorumlar

255 karakter kaldı

Üye girişi yap ve yorumla » Üyeliksiz yorumla »

  • 17 Aralık 2013, Salı - 20:10

    ebrar ağca
       ebrar ağca - Hatay


    arkadaşlar hiç üşenmeden hepsini baştan sona kadar okuyun

  • 11 Mayıs 2013, Cumartesi - 22:00

    nurdenizi
       nurdenizi - Diyarbakır


    とても良い (JAPONCA ÇOK İYİ DEMEK)

  • 15 Mart 2013, Cuma - 18:12

    handan handan


    Bence sesli anlatım koymalıydınız.

  • 03 Mart 2013, Pazar - 21:23

    secemnur
       secemnur - Malatya


    ben secemnur burayı takip ediyorum türkiyede yaşıyorum.Bu siteyi kurana Allah uzun ömür versin.........AMİN

  • 11 Ocak 2013, Cuma - 13:26

    Feyzanur Gedik
       Feyzanur Gedik


    Ben Feyzanur, 7 yasindayim ve Fransa\'da yasiyorum.
    Bu siteyi çok seviyorum.
    Babam ve annem ile sizleri takip ediyorum. Hikayeler çok guzel.
    Herkese selamlar.
    :kiss:

Sultan Alkan

Sultan Alkan


 Özel bir anaokulda Nur Damlaları'nın öğretmeni olarak görev yapıyor.

Nur Damlaları sınıfının ismi Erzurum'da doğdu.
Evli 2 çocuk annesi