Umut


Umut, o gün çok heyecanlıydı.Çok uzun zamandır ziyaret edemediği dayısına gidiyorlardı.İlk defa tatilini bir köyde  geçirecekti.

Dayısı, Umut'u ve annesini tren garında karşıladı ve özlem dolu bir muhabbetle evin yolunu tuttular. Umut yürürken bir yandan da çevreyi incelemekteydi. Bir yanda meyve bahçeleri, diğer  yanda otlayan kuzular, yüzleri güneş yanığı, elleri nasırlı insanlar...

Biraz yürüdükten sonra iki katlı bir evin bahçe kapısından içeri girdiler. Bu ev Umut'un yaşadığı eve hiç benzemiyordu. O çok katlı binalara alışkındı. Burası ona çok farklı gelmişti. Yengesi ve kuzeni onu kapıda karşıladılar, kuzeni Hilal ona "Hoşgeldin Umut" dedi. Elindeki çantasını alarak birlikte Umut'un kalacağı odaya çıktılar. O da küçük ama çok şirindi. Küçük bir balkonu ve balkondan sarkan sarmaşık gülleri vardı. Umut valizini dolaba yerleştirirken içi içine sığmıyordu. Çok güzel bir yere gelmişti. Burada görüp incelemesi gereken çok şey vardı.

Umut işini bitirince dışarı bakmak için balkona çıktı. Aşağı baktığında muhteşem bir meyve bahçesi görüyordu. Kenarda duran sandalyeye oturdu ve güzel manzarayı seyretmeye devam etti. Hava sıcaktı Umut susamıştı. Yanıbaşında duran üzüm salkımına gözü takıldı ve bir küçük topcuk koparıp "Bismillahirramanirrahim" diyerek yedi.

Hep tabağından yediği üzümü bu sefer dalından koparıp yemişti. Bir topcuk onun susuzluğunu gidermeyince bir salkımı koparıp  önce şöyle bir seyretti.  Acaba bu salkımda kaç tane topcuk vardır diyerek saymaya başladı ve 120 üzüm tanesi saydı. Bir tane daha koparıp ağzına attı. Bal gibi tadı vardı. Kendi kendine "Rabbim ne güzel yaratmışsın. Bu üzüm nereden alır şekerini? Ağacın altı kupkuru, nereden çekmiş doldurmuş küplerini? Kim öğretmiş salkım salkım dizmeyi? Tüm bunlar senin eserin olmalı..."

Umut  bunları düşünürken  bir sesle irkildi. Arkasını döndüğünde karşısında Hilal'i gördü. Hilal; "Acıkmış olmalısın, hadi yemek hazır" dedi. Elindeki üzümleri göstererek; "Haklısın acıkmıştım ama şu ballı su topları hem susuzluğumu hem de açlığımı giderdi." dedi ve gülüştüler.

Umut yemeğe giderken bir yandan da "Kim bilir daha ne güzellikler göreceğim" diye düşündü ve heyecanlandı...

 



Yorumlar

255 karakter kaldı

Üye girişi yap ve yorumla » Üyeliksiz yorumla »

Sultan Alkan

Sultan Alkan


 Özel bir anaokulda Nur Damlaları'nın öğretmeni olarak görev yapıyor.

Nur Damlaları sınıfının ismi Erzurum'da doğdu.
Evli 2 çocuk annesi